Dünyaya Son Mektubum

Bu, dünyaya yazdığım son mektup. Kalbimde biriktirdiğim sessiz çığlıkların, susturulmuş adaletin, ezilen vicdanların sesi. Bu sözlerim, yaşadığım ülkemde ve dünyada unutulan insafın, yok edilen eşitliğin ağıtı.

Doğduğumdan beri, güzel günlerin geleceği umuduyla yaşadım. Ama adaletsizliklere, haksızlıklara ve yalanlara tanık olmaktan yoruldum. Ülkemde gördüğüm adaletin terazisi bozulmuş, eğitim umudunu kaybetmiş, sağlık çaresiz kalmış durumda. Hastalıklar kol geziyor, hayatlar sönüyor ama umursayan yok.

Etrafımda gördüğüm her şey yalanlarla örtülmüş. İftira atanlar kazanıyor, dürüstler sessizce eziliyor. Çalanlar kahraman gibi gezerken, hakkını savunanlar dışlanıyor, unutuluyor. Vicdanlar susturulmuş, kalpler kararmış durumda.

Sadece biz mi zarar gördük sanıyorsunuz? Hayır, dünya da buna sessiz kaldığı için yanıyor şimdi. Yangınlar, seller, depremler bizim sessizliğimizin ve vurdumduymazlığımızın bedeli olarak kapımıza dayandı. Doğaya sırtımızı döndüğümüz, birbirimize sırtımızı döndüğümüz için bu felaketler her gün büyüyor.

Bu mektup, insanların kalplerinde yankılanmalı. Bir şeyleri değiştirme gücüne sahip olanların sessizliğinin bedelini herkes ödüyor. Ses çıkarmazsak, daha çok acı çekeceğiz. Dünya bizi uyarıyor, doğa bize sesleniyor, ama biz duymuyoruz.

Dünyayı değiştirebileceğimiz gerçeğini anlamamız gerekiyor artık. Adaleti yeniden tesis etmenin, eğitime gerçek değerini vermenin, sağlığı yeniden insan hayatının merkezine koymanın zamanı çoktan geldi.

Belki bu satırları okuyan sen, gözlerinden süzülen yaşlarla birlikte bir şeyleri değiştirme gücünü hissedersin içinde. Belki sen, bu dünya için bir umut ışığı olabilirsin. Çünkü değişimin mümkün olduğunu görmek için çok geç değil, yeter ki hala kalbin atsın, vicdanın yaşasın.

Bu dünyaya yazdığım son mektup belki, ama umudum hâlâ var. Umut sizsiniz, değiştirme gücüne sahip olan sizlersiniz.

Umarım beni duyarsınız, umarım beni anlarsınız.

Hoşça kal dünya.